CSO ADA ANKARA açıldığı günden itibaren Türkiye’nin çağdaş kültürel yüzünün etkileyici simgesine dönüştü.

CSO Ada Ankara, 3 Aralık 2020 tarihinde kapılarını kültür-sanat severlere açarak Türkiye’nin çağdaş kültürel yüzünün güçlü bir simgesi haline geldi. Mimari ve akustik yapısının yanı sıra sunduğu sezon programlarıyla dünya çapındaki önde gelen kültür merkezleri arasında yerini aldı. Her disiplinden sanatçıların temsil edildiği, farklı kültürlerin buluştuğu ve disiplinler arası işbirliğinin gerçekleştiği CSO Ada Ankara, Ana Salon, Mavi Salon ve Tarihi Salonu ile ulusal ve uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Motto olarak “Başkentin Kültür Sanat Adası”nı benimseyen CSO Ada Ankara, bugün önemli bir kültür-sanat merkezi konumundadır.

CSO ADA ANKARA’nın Mimari ve Tasarım Özellikleri

Anıtkabir’e olan tek açıklık alanı üzerine inşa edilen CSO Ada Ankara, Atatürk Bulvarı’nın manzarasına hakim bir kültür-sanat merkezidir. Yapı, doğal unsurlarla bütünleşerek toprak, su ve yeşilin uyumlu bir şekilde kullanıldığı özel bir proje olarak tasarlandı. Kentsel boyutu ile kültür bölgelerini bütünleştirmeyi hedefleyen CSO Ada Ankara, fuayesi, salonları, sanatçı çalışma odaları ve topluluklarını barındıran iki binasıyla çevresindeki yeşil alanlarla sarmalandı. Bu yapı, adeta yapay bir gölün içinde korunarak Anıtkabir’in huzuruna yakışır bir şekilde konumlandırıldı. Fuaye mekanı, salon kütlesiyle sıkıştırılarak üstü örtülü bir vadide yer almakta, bu sayede ferah bir alan yaratılmaktadır.

Küre Biçimli Salonlar, Prizma Biçimli Gövde

CSO Ada Ankara’nın küre şeklinde tasarlanmış salonları, prizma biçimindeki kuvvetli gövdesiyle adeta suyun üzerinden yükselerek kentsel mekana yeni bir boyut katıyor. Bu yükseliş, Ankara’nın iki önemli sembolü olan Anıtkabir ve Kale arasındaki tarihi bağlantıyı vurguluyor. Fuaye zeminine çekilen cam şerit sayesinde bu bağlantı sembolik olarak pekiştirilmiş oluyor. CSO Ada Ankara binası, mimarisi ve kentsel dokusu ile Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna yaptığı katkıyı yansıtıyor.
Küresel formların mimaride yeni bir kavram olmadığına dikkat çeken uzmanlar, bu tip yapıların özellikle dinî yapılar ve tapınaklarda sıkça kullanıldığını belirtiyorlar. Kürenin dünya ile bağlantısının yüksek olması nedeniyle, bu formun estetik bilinci, evrensellik ve zamansızlık hissi yarattığına da değiniliyor. Ancak küresel formlu yapıların yapımının zorluğu ve maliyetlerinin yüksekliği, bu tip yapılara sahip kültürel binaların şehrin simgesi haline gelebilme ve sanat/bilim faaliyetlerini yansıtabilme beklentisiyle tercih edildiğine işaret ediliyor. Küresel formlu yapıların yanı sıra, kuzey ülkelerinde de akıcılık hissi yaratan kıvrımlı formların kullanıldığı belirtiliyor. Yerel malzemelerin kullanımı, işçilik ve aydınlatma gibi unsurlar da yapının oluşturmak istediği atmosferi destekleyen önemli etmenler arasında yer alıyor.

Dünyaca ünlü usta sanatçılar CSO Ada Ankara’nın mimari ve akustik yapısını referans veriyor

CSO Ada Ankara, tüm detayları özenle planlanarak inşa edilmiş bir üst sınıf kültür merkezi olarak dikkat çekiyor. Yıllar boyunca dünyanın dört bir yanından CSO Ada Ankara’ya davet edilen sanatçılar ve topluluklar, lider kültür merkezlerinde sahne alan kişilikler arasında yer almaktadır. Konserlerin ardından yapılan değerlendirme görüşmelerinde, sanatçılar CSO Ada Ankara’nın hem ana salonunda hem de diğer salonlarında deneyimledikleri akustik yapının ve ortamın kalitesinden etkilendiklerini belirtmişlerdir. Bu önemli isimlerin aldıkları izlenimler, CSO Ada Ankara’nın mimari ve akustik yapısının kalitesi hakkında önemli bir referans teşkil etmektedir.